Küresel ısınma, atmosfer ve okyanusların ortalama sıcaklığının yavaş yavaş artması olarak tanımlanır. Bu artış, özellikle kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanır. Bu yakıtlar atmosfere büyük miktarda karbon dioksit ve diğer sera gazları salar. Bu gazlar güneşten gelen ısıyı tutar ve bu nedenle Dünya sıcaklığı artar. Uluslararası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), öncü-endüstriyel dönemden bu yana Dünya sıcaklığının 1,1 derece Celsius (1,98 derece Fahrenheit) arttığını ve sera gazı emisyonlarının anlamlı bir şekilde azaltılmazsa, ısınma eğiliminin devam edeceğini bildirmiştir.
Küresel ısınmanın etkileri geniş yelpazeli ve potansiyel olarak felaket niteliğindedir. Buzulların ve buzdağların erimesinden kaynaklanan deniz seviyesindeki yükselme, sahil şehirlerini sel basmaya ve milyonlarca insanı yerinden etmeye tehlike arz eder. Sıcak dalgaların sıklığı ve şiddeti artmaktadır, bu da sıcaklıkla ilgili hastalıklar ve ölümler ile kuraklık koşullarının artmasına neden olur. Hurrikanlar, tornadalar ve sel gibi ekstrem hava olayları da daha sık ve şiddetli hale gelmektedir.
Küresel ısınma doğal dünyayı da ciddi şekilde etkilemektedir. Yükselen sıcaklıklar bitki ve hayvanların yaşam alanlarını değiştirir, birçok türün yeni koşullara uymak veya yer değiştirmek zorunda kalmasına neden olur. Bazı türler yenilenemeyebilir ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir. Daha yüksek sıcaklıklar meraçların ölmesine neden olur ve okyanus asitlenmesi deniz hayatının hayatta kalmasını zorlaştırmaktadır.
Tarım ve gıda üretimi de küresel ısınmadan etkilenmektedir. Sıcaklık ve hava koşullarındaki değişiklikler tarım ürünlerinin verimini azaltmakta ve belirli ürünlerin yetiştirilmesini zorlaştırmaktadır. Bu gıda sıkıntısına ve fiyat artışlarına neden olabilir.
Bilim dünyasının çoğunluğu insan faaliyetlerinin küresel ısınmanın temel nedeni olduğu konusunda hemfikirdir. Fosil yakıtların yakılması sera gazı emisyonlarının ana kaynağıdır ve ormanların yok edilmesi ve arazi kullanımı değişikliği de sorunun bir parçasıdır. 18. yüzyılın sonunda başlayan sanayi devrimi, atmosferdeki karbon dioksit konsantrasyonlarının artmasının başlangıcını işaret etmektedir.
Küresel ısınmaya çözümler arasında, solar, rüzgar ve hidro güç gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması ve enerji verimliliğini arttıran ve karbon emisyonlarını azaltan politikalar ve teknolojilerin uygulanmasıdır. Devletler, şirketler ve bireyler küresel ısınmaya karşı sorumlu bir rol oynayabilir. Devletler yenilenebilir enerji kullanımını teşvik eden ve enerji verimliliğini arttıran politikalar uygulayabilir. Şirketler temiz enerji yatırımı yapabilir ve kendi karbon ayak izlerini azaltabilir. Bireyler günlük alışkanlıklarını değiştirerek, toplu taşıma kullanmak, et ve süt ürünleri tüketimini azaltmak, enerji verimli araçlar kullanmak ve sürdürülebilirliği teşvik eden politikaları desteklemek gibi katkıda bulunabilir.
Paris Anlaşması, 2015 yılında imzalanmıştır ve öncü-endüstriyel döneme göre global ortalama sıcaklığın 2 derece Celsius'un altında tutulmasını ve 1,5 derece Celsius'a yaklaşma çabasını hedeflemektedir. Ancak birçok ülke emisyon azaltma hedeflerine ulaşma yolunda değil ve Paris Anlaşması hedeflerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belirsizdir.
Önemle belirtmek gerekir ki küresel ısınma karmaşık bir konudur ve tek bir çözümü yoktur. Sera gazı emisyonlarını azaltmak ve ısınma trendini yavaşlatmak için devletlerin, şirketlerin ve bireylerin çabalarının bir kombinasyonu gerekir. Eylemleri ertelemek, sorunu çözmek için daha zor ve maliyetli hale gelecektir. Sera gazı emisyonlarını azaltmak ve ısınma trendini yavaşlatmak için acil ve kararlı bir şekilde eylemlerimize başlamak zorundayız.